Sistemler ve Başlıca Hastalıkları




SOLUNUM SİSTEMİ ve HASTALIKLARI :


Solunum sistemi , insan vücudunda mevcut olan yaklaşık 70 trilyon hücreye oksijen taşımakla görevli olan sistemdir. Sadece oksijen taşımakla kalmaz, hücrelerin metabolizma faaliyetleri sonucu oluşan karbondioksitin uzaklaştırılması ve kanın PH'ının ayarlanması gibi önemli görevleri üstlenmektedir. Soluduğumuz havanın 1/5 oksijendir. Bazı hücreler bir süre oksijensiz kalabilir , ama beyin gibi bazı hücrelerin oksijen ihtiyacı süreklidir.Bu hücreler oksijensiz kaldıkları birkaç dakika sonunda ölürler ve bunun geriye dönüşümü yoktur.Soluk alıp verme ritminin düzenlenmesi beyinde programlanır.Düzenli beden hareketleri yapmak ve doğru solumak, bu sistemin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.Bir enfeksiyondan (bulaşıcıdan) korunmanın en basit yolu , o enfeksiyon kaynağından uzak kalmaktır.Ancak bu her zaman ve her yerde böyle davranamayacağımıza göre , bedenimizin bağışıklık sistemini sağlıklı ve çalışır durumda tutmamız gerekir.Böyle bir beden , dış etkenlere karşı kendini korumada olağanüstü başarılara ulaşabilir.Antibiyotikler; gereksiz yere ve gereğinden fazla kullanıldığında , dirençli bakterilerin üremesini sağlayabilir ve bu durum , ilgili hastalığın tedavisini giderek zorlaştırır.Doğru bir yaşam biçimi ve uygun şifalı bitkiler seçildiğinde , çoğu zaman antibiyotik kullanılmasına gerek kalmayabilir.

Solunum sistemi elemanları; burun,gırtlak,nefes borusu ve akciğerlerdir.

Solunum Sistemi ve Organları




BURUN ETİ :Burun boşluğunun yan duvarlarında 3 adet (bazen 4) burun eti (konka) bulunmaktadır . Burun solunumu sırasında havanın arkaya iletimi, havanın nemlendirilmesi, ısıtılması ve filtre edilmesi gibi görevleri vardır.

RİNİT : Burun mukozasının rahatsızlığı

BURUN KANAMASI :

NEZLE :Burun içindeki zarın virütik iltihaplanmasıdır.

FARANJİT:Boğazda, küçük dil arkasında, bademciklerin olduğu bölgenin (farenks) iltihaplanması. Faranjiti oluşturan nedenlerin başında virüsler ve bakteriler gelir. Çocuklarda faranjitlerin yüzde 95’i virüslerdir. Erişkinlerde ise yüzde 3-5 oranında bakterilerdir. Bu tür mikroplarla oluşan faranjitlere akut faranjit denir. 

LARENJİT:Gırtlak iltihabı olarak da isimlendirilmektedir. Ses tellerinin iltihaplanması sonucu ses kısılır, boğuk çıkar veya bazen de ses hiç anlaşılmaz. Hasta boğazında bir şey varmış gibi sürekli gırtlağını temizleme ihtiyacı hisseder. Gıdıklanma duygusu da gelir.
 

ANJİN:Ağzın içinde, yutağın başlangıcında, sağ ve solda bulunan bademciklerin iltihabı.
 

ASTIM:Astımlı kişilerin solunum yolları çok duyarlıdır. Daralan hava yolları havanın akmasında sorun çıkarır ve nefesin alınıp verilmesine neden olur. Astımda, hava sınırlı hava yollarını geçmeye zorlanır. Zorlandığı zaman ise hırıltı ile sonuçlanır 

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI(KOAH):Akciğer hastalıkları KOAH, genellikle kronik bronşit ve amfizem dahil olarak anılacaktır. KOAH’lı bireylerde nefes darlığı, kronik öksürük ve kronik mukus üretimini darlığı gibi belirtiler sergilenmektedir. Diğer belirtiler arasında artan mukus veya balgam, boğazın sık sık temizlenmesi, sarı, yeşil veya kanlı balgam, ayak bileği veya bacak şişliği, uyku zorlukları, genel yorgunluk, unutkanlık ve konuşmada güçlük belirtilmektedir. KOAH vakalarının çoğu sigara içme alışkanlığı nedeni ile oluşmaktadır.

AKUT BRONŞİT:Akut bronşit genellikle viral veya bakteriyel kaynaklıdır. Bronş tüplerinin iltihaplanmasına verilen isimdir. Bir solunum yolu enfeksiyonu belirtileri bireyin direncini düşürdükten sonra kendini belli eder. Direnç düşürüldükten sonraki belirtiler öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, balgam ya da mukus, artan yorgunluk sayılabilir

SİNÜZİT:Her yıl yaklaşık 40 milyon kişide solunum yolu hastalıklarından biri olan sinüzit gelişmektedir. Sinüzit, her sene sinüs boşluklarının, genellikle soğuk algınlığı veya alerjik reaksiyonlar sonrası gelişmesidir. Sinüs boşluklarının açıklığının küçük bir miktar kadar engellenmesi sonucu her zaman oluşabilir 

SOĞUK ALGINLIĞI:Soğuk algınlığı son derece bulaşıcı üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Grip virüslerinden farklı olarak soğuk algınlığı rhinovirüsler adı verilen yüzlerce virüsten kaynaklanır. Virüsler hapşırma ve öksürme ve ya kirlenmiş nesnelere dokunarak yayılır.

GRİP:Influenza virüsünün neden olduğu ciddi solunum yolu enfeksiyonudur. Grip, insandan insana yayılan, son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Grip virüsleri çok sayıda ve kendilerini değiştirme yeteneğine sahip oldukları için salgınları önlemek mümkün değildir. 

PNÖMONİ:Pnömoni, her yıl bir virüs ya da bakteri nüfusunun yaklaşık yüzde biri kadar miktarının yol açtığı akciğer solunum yolu enfeksiyonudur. Pnömoni hafif bir solunum 
iltihabı olabilir veya hastanede yoğun bakım gerektirebilir.

PLÖREZİ:Plörezi, bakterilerin neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. Genellikle akciğer ve göğüs boşluğu, plevra zarının bir solunum yolu iltihabıdır

AKCİĞER KANSERİ:Akciğer kanserinin en büyük nedeni sigaradır. İkincil olarak olarak ise solunan kirli hava ya da duman. Bu etkenler akciğer dokusunda kötü huylu tümörlerlerin gelişmesine neden olmaktadır. 

DOLAŞIM SİSTEMİ VE HASTALIKLARI 

Hepimizin bildiği gibi dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem kan, kalp ve damarlardan oluşmaktadır Kan kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar), beyaz kan hücreleri (lökosit), trombosit ve kan plazmasından oluşur Diğer taraftan kan damarları ise ven(toplardamarlar), arter(atardamarlar), arteriol(büyük atardamarları kılcal damarlara bağlayan küçük atardamar) ve kapiller(kılcal damarlar) oluşur Bu parçaların hepsi dolaşım sisteminin düzgün işleyişine önemli katkılar sağlarlar Bu parçalardaki herhangi bir bozukluk hafif bir hastalık ya da yaşamı tehdit eden bir duruma kadar değişebilen sağlık sorunlarına neden olabilir Kısacası, dolaşım sistemi çeşitli sorunlara karşı duyarlıdır.



Dolaşım Sistemi Organları






ANJİNA: Angina(Angina pektoris) kalbe giden kan damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle göğüs bölgesinde ağrı veya rahatsızlık hissedilmesidir Angina semptomları(belirtileri) oksijen ve kan bakımından kalp kaslarının yetersiz kaldığı durumda gözlenir Temel olarak, kan damarlarının daralmasının bir komplikasyonu olarak tezahür eder Angina genellikle yaklaşan bir kalp krizi bir uyarı işareti olarak kabul edilir Göğüs ağrısı olabilir yaklaşık 10 dakika sürer.
 

ARİTMİ: Aritmi, kalp ritminde düzensizlik ile karakterize olan bir kalp sorunudur Semptomlar hızlı kalp ritminden çok yavaş kalp atımına kadar değişebilir Aritmi, konjenital(doğuştan gelen) veya sonradan kazanılmış bir problem olabilir Sonradan kazanılan ya da edinilen aritmi durumu hayatın herhangi bir aşamasında ortaya çıkabilir Tedavide ilaç, implante kalp pili gibi girişimsel yöntemler, cerrahi müdahale ve ya farklı enerji modelleri ile yapılan ablasyon yöntemleri yer almaktadır 

ARTEROSKLEROZ: Ateroskleroz, arter duvarında (genellikle ve büyük arterlerde) plak veya aterom(atardamar duvarında meydana gelen anormal yangısal (enflamatuvar) makrofaj akyuvar birikmesi) oluşumu nedeniyle sertleşme olmasına verilen isimdir Atardamarlardaki plak kolesterol, kalsiyum ve yağ birikmesi nedeni ile oluşabilir Sigara güçlü bir risk faktörüdür Etkili olan faktörler, zamanla arter duvarlarının sertleşmesine ve elastikiyetini kaybetmesine neden olur Aterosklerozda ilk etapta arterler etkilenir Ateroskleroz zaman zaman kan dolaşımına engel olabilir hatta kan akışını durdurabilir Aterosklerozda kalp damar hastalığı ve kalp krizi komplikasyonları oluşabilir 
Bu sorunu çeken bir kişi etkilenen bölgede keskin ağrı deneyimleri yaşar Bunlardan başka sadece bu hastalığa özel olmadan göğüs ağrısı, aritmi, beyinde olursa bilinç kaybı, görme ve konuşma kusurları ortaya çıkabilir Tedavide ilk etapta ilaçlardan genellikle kan sulandırıcı ilaçlar tercih edilir Daha ciddi bulgularda tedavi yöntemi değişerek balon anjiyoplasti, bypass gibi metotlar uygulanabilmektedir 

TANSİYON: Yüksek kan basıncı veya hipertansiyon sistolik basıncın140 mmHg ve diastolik basınç 90 mmHg’yı aşan bir durumdur Çoğunlukla kalıtsal nedenler, sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıkları ve sigara içmek nedenlerden kaynaklanmaktadır Hipertansiyon, kalp krizi ve diğer kalp hastalıkları riskini artırır

PERİFERİK DAMAR HASTALIĞI: Periferik damar hastalığı beyin ve kalp parçası olmayan kan damarlarındaki bir hastalıktır Periferik damar hastalığı kol ve bacaklar gibi vücudun uç kısımlarındaki kan dolaşımını etkiler Bu organlardaki kan damarlarının yağ asidi mevcudiyetinden dolayı tıkanmasından kaynaklanmaktadır Hastalık kişide, uyuşma ve karıncalanma şeklinde belirti vermektedir Bu rahatsızlık kalıtsal veya yüksek tansiyon, obezite ve sigara bir komplikasyon sonucu olarak sonradan gelişebilir Ağır vakalarda kalp hastalığı, kalp krizi, kalp yetmezliği ve diğer bazı ölümcül sağlık sorunlarına neden olabilir Bu tip hastalığı olan kişilere bir önerimiz bulunmaktadır Sigara dumanı kan damarlarını daraltıcı özelliğe sahip olduğunda mevcut hastalık durumu daha da kötüleştirebilir ve değişik dolaşım problemine yol açabilir .Dolaşım sorunları ya da hastalıklarına oral kontraseptif(ağızdan alınan ve gebeliği önleyen haplar) ve diüretik(idrar sökücü ilaçlar) bazı ilaç kullanımı da neden olabilmektedir Bu nedenle herhangi bir ilaç kullanmadan önce artı ve eksilerini bilmek için ve her zaman yetkili bir sağlık uzmanına danışmanız ve yardım almanız önerilir.

KOLESTEROL:Adından da anlaşılacağı üzere kandaki artan kolesterol düzeyi ile karakterizedir Başlıca iki türü vardır, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) veya kötü kolesterol ve yüksek yoğunluklu lipoproteinler (HDL) veya iyi kolesterol Kötü kolesterol (LDL) yüksek miktarda bulunması kalp hastalıkları ve inme riskini artırır 

KARDİYOMİYOPATİ:Genel olarak dolaşım sistemi hastalıkları ve düzensizlikleri kardiyomiyopati içermektedir Kalp kaslarındaki bir bozukluk veya miyokardın zayıflaması nedeniyle ortaya çıkar Erken evrelerinde, ventriküler(sol ve sağ karıncıklar) kas veya kalp odalarının az bir kısım kası etkilenir Tedavi edilmediği takdirde, üst kalp kaslarına yayılır Ağır vakalarda kardiyomiyopati, konjestif kalp yetmezliği ve zamanla ölüm ile sonuçlanabilir.

KORONER ARTER HASTALIĞI:Koroner kalp hastalığı olarak da bilinmektedir Dolaşım sisteminin en yaygın hastalığıdır Bu hastalıkta plak birikimine bağlı, dolaylı yoldan kalbe kan akımı bozulur Koroner arter hastalığı tüm dünyanın en önde gelen ölüm nedenidir

VARİS: Vücudun genellikle alt bölgelerindeki toplardamarlardaki kapakçıkların görevlerini tam olarak yapamaması sonucu toplardamarların şişmesi ya da genişlemesi sonucu oluşan bir rahatsızlıktır Hastalık deri yüzeyinde kıvrımlar yapmış mor damar grubu ile estetik açısından itici bir görüntü oluşturur Biyolojik olarak hastalık bacaklarda ağrı ve karıncalanma, ayaklarda ise şişlikler oluşabilir Varis hastalığına sürekli oturarak çalışmak ve ya harketsizlik neden olmaktadır Oturarak çalışmayı gerektirem işlerde dahi olsa ara sıra bacaklarını yukarı kaldırarak rahatlatmalıdırlar Hastalığın oluşmamasında ya da ilerlememesinde kilo kontrolü, sigara ve alkolün bırakılması, egzersiz, dar pantolon giymemek yararlı olacaktır Tedavide varis çorapları kullanılmakta ve ağır vakalarda lazer yöntemi ile de başarılı sonuçlar elde edilmektedir 


BOŞALTIM SİSTEMİ ve HASTALIKLARI: 

Vücudumuzda gereksiz halde bulunan maddelerin, vücuttan ve hücrelerden atılmasına boşaltım denilmektedir. Boşaltım sistemi ise, bu döngüyü gerçekleştirmek üzere gereken sisteme denmektedir. Yani boşaltma işini gerçekleştiren sisteme boşaltım sistemi denmektedir. Boşaltım, kanımızda bulunan vücuda ve hücrelere zararlı maddelerin ayrılarak idrar yolu ile vücudumuzdan atılması yolu ile gerçekleşir.



Boşaltım sistemi Organları


 


BÖBREK İLTİHABI (NEFRİT) : Nefrit hastalığı vücudumuzda bulunan böbreklerin iltihaplanmasıdır. Akut ve kronik böbrek iltihaplanması olmak üzere 2 türlü nefrit vardır. Bu iltihap çeşidindeki mikrop, diğer iltihap mikroplarından farklı olmakla birlikte böbreğin dokusuna zarar vererek böbreğin çalışmasını azaltmaktadır.
Akut nefritte, böbreğin bulunduğu yerlerde ani ağrılar oluşmaktadır. Kişi idrara çıktığında ani yanmalarla kendini gösterir. Bazen bir böbrekte bazen de iki böbrekte görülebilir.Kronik nefritte ise, akut nefritin sonrasında oluşmaktadır. Akut nefrit tedavi edilmemiş veya fark edilmemiş ise kişide kronik nefrit oluşmuştur.

BÖBREK YETMEZLİĞİ: Böbrek yetmezliği akut ve kronik olmak üzere iki çeşittir. Bu hastalıkta kişide bulunan böbrekler faaliyetlerini tam olarak yapmamaktadır. Kişinin böbrek yetmezliğine yakalanıp yakalanmadığını öğrenmek için, kanda bulunan üre ve kreatin oranın bilinmesi gerekir.
 

BÖBREK TAŞI: İdrar yollarındaki iltihaplanma sonrası tıkanma durumu oluşmuş ise, idrar yolu ile dışarı atılamayan zararlı maddeler vücudumuza çöker ve böbrek taşlarını oluşturur.
 

MESANE İLTİHABI (SİSTİT): Sistit denilen boşaltım sistemi hastalığıdır. İdrar keses
 inin yani mesanenin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Bu yüzden bu hastalığa, mesane ya da idrar kesesi iltihaplanması da denilmektedir.

ALBUMİN: Böbreklerimizdeki idrarı süzmeye yarayan kapsüllerin görevlerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkan bir hastalıktır.
 

ÜREMİ: Kişideki böbreklerin üreyi ayrıştıramaması nedeniyle ortaya çıkan bir boşaltım sistemi hastalığıdır. Bu hastalık nedeniyle kandaki üre oranı yükselir.



SİNDİRİM SİSTEMİ ve HASTALIKLARI :
 

Vücudumuzun yaşamını sürdürebilmesi için karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, su ve mineraller gibi maddelere ihtiyaç vardır. Bu maddeleri de çeşitli besinler yoluyla elde ederiz. Fakat, besinlerle gelen bu maddeler, vücudun kullanabilmesi için fazla büyüktür. İşte, vücuda alınan bu besin maddelerinin ve içeriklerinin kana ve hücrelere geçebilecek kadar küçük parçalara ayrılması işlemine sindirim denir. Bu olayı gerçekleştiren sisteme de sindirim sistemi adı verilir.



Sindirim Sistemi Organları






AĞIZ KOKUSU :Kötü ağız kokusu, çoğu zaman mahcubiyete, sosyo-psikolojik problemlere sebep olur; hatta evlilikleri bile etkileyebilir.

DİŞ ETİ İLTİHABI:Periodontitis ya da halk arasında bilinen adı ile 'piyore' dişleri saran kemik ve dişeti dokularinin iltihabıdır. Dişler ağız içinde görebildiğimiz kron kısmı ve çene içine gömülmüş 'kök'ten oluşmuştur. Kökler kemik için de ince lifler yardımı ile tutunmaktadır. Bunun yanında çene kemiğinin iç yüzünü saran pembe dişeti'de dişin boyun kısmına yapışır. Dişeti iltihabı sadece gözle görülen dişetini değil, kemik dokuyu da etkileyeceğinden kontrol altına alınmayan bir dişeti rahatsizlıgı sonuçta çürüksüz dişlerin sallanmasına ve çekilmesine neden olacaktır. 

AĞIZ KANSERLERİ:Ağız kanserlerinin sıklığı ve ciddiyeti Ağız kanserlerinin çoğunluğu 45 yaşın üzerinde ortaya çıkar ve erkeklerde oluşma olasılığı kadınlara oranla 2 kat fazladır. Ağız kanserlerinin oluştuğu bölgeler sıklıkla; dil, ağız tabanı, dil köküne yakın yumuşak damak alanları, dudaklar ve dişetleridir. Ağız kanserleri erken dönemde teşhis edilerek tedavi sağlanmazsa yayılarak sürekli ağrı, fonksiyon kaybı, tedavi sonrası düzeltilmesi mümkün olmayan yüz ve ağız deformiteleri, hatta ölümlere neden olabilir. Dişhekimine düzenli aralıklarla gidilmesi ağız kanserlerinin erken dönemde yakalanması açısından da önemlidir. 

AĞIZ YARALARI:Ağız içinde oluşan, bazen tekrarlayıcı olan yaraların, basit bir vitamin eksikliğinden kaynaklanabileceği gibi kanser, behçet ve frengi gibi ciddi hastalıkların da başlangıcı olabilir.Ağız yaraları, ağız içerisinde derin veya yüzeysel doku kaybına neden olan çoğu ağrılı ve sızılı belirtilerdir ve hepsinin de ciddi hastalıkların belirtileri olarak dikkate alınmaları gerekir.

PAMUKÇUK:Ağzın içinde ve çevresinde süte benzer ince bir tabakadır. Yanak iç tarafları bazen dilde , damakta ve dişetlerinde peynire benzeyen çıkıntılı beyaz lekeler şeklinde görülür. En çok yenidoğanda görülür fakat bazen daha büyük bebeklerde görülebilir. Özellikle antibiyotik verilen bebeklerde bu enfeksiyon oluşur. 

GASTRİT: Mideyi koruyan mukozanın iltihaplanmasıdır. Mide öz suyundaki asit salgısının artması buna neden olabilmektedir. Yağlı, acılı gıdalar, stres ve sigara gibi faktörler, asitli içecekler mide asidi seviyesini arttırmaktadır. Ayrıca bazı ilaçlar da Buna neden olmaktadır.

ÜLSER: Midenin iç yüzündeki bazı kısımlarda meydana gelen yaralara mide ülseri denir. Stres, midede asit fazlalığı, iyi tedavi edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin fazla kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak ve bazı ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserine neden olur

DİZANTERİ: Bazı parazitlerin kalınbağırsağa yerleşmesiyle oluşan bir hastalıktır. Karaciğer ve bazı organlarda apseye neden olur. Sıcak ülkelerde çok sık olarak görülen bir hastalıktır.

İSHAL: Kalınbağırsağın yeterince su emmemesi sonucunda olur. Sık ve sulu dışkılama olarak tanımlanmaktadır. Daha çok bakteriler nedeniyle oluşmaktadır. Hastalara bol su verilmelidir.

BASUR (HEMOROİD): Makat bölgesindeki damarların genişlemesidir. Başlıca nedeni kabızlıktır ve genetik nedenlerdir.

GIDA ZEHİRLENMESİ: İçine yabancı etmen karışmış bir besinin tüketilmesi sonucu meydana gelen herhangi bir hastalıktır. Besinin bozulması veya kimyasal veya mikrobik kalıntılar içermesiyle oluşur.

APANDİSİT: Körbağırsak üzerinde apandisin iltihaplanmasıdır. İltihaplı apandisin ameliyatla alınmasıyla tedavi edilir.

KOLERA: Vibrio cholerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonuyla oluşan, akut ve şiddetli ishal ile seyreden bir hastalıktır.

TİFO: Kirli içme suları ve mikroplu yiyeceklerle bulaşan mikrobik bir hastalıktır. Çoğunlukla salgın şeklinde ve sonbahar – yaz aylarında görülür. Tifonun etki ettiği organlar: Kalp, beyin, böbrekler, akciğerler, karaciğer, göz ve kulak sinirleri. Baş ağrısı ve ateşle başlayan hastalık karın şişmesi, burun kanaması, kilo kaybı gibi belirtilerle devam eder.


SİNİR SİSTEMİ ve HASTALIKLARI

Canlıların içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir.

Sinir Sistemi ve Organları

 

Sinir Bozukluğu :Hayat şartlarından fazlasıyla etkilenenlerde görülebilen esasta önemli bir kaynağı olmayan bir rahatsızlıktır. 
 

Sinirsel Ağrılar: 
Bu çeşit ağrılar genelikle küt ağrı şeklindedir. Vücudun her yerinde hissedilebilir. Ama çoğunlukla kalp çevresindeki ağrılardan şikayet edilir.


Sinirsel Hazımsızlık: 
Sinir sisteminin düzenli uyumlu çalışmasını kaybetmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca alkol kullanmak fazla sigara içmek haddinden fazla çay kahve veya süt içmek çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek şikayetlerin artmasına neden olur. 
 
Ses Kaybı veya Kısıklığı:Kısmi veya tam olabilir.Sebepleri genellikle konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalığı veya zedelenmesi boğaz gırtlak hastalıklarıdır. 
 

Aşırı Aybaşı Kanaması: Aybaşı görme arasındaki süre normaldir. Fakat kanama çoktur ve normal süresinden fazla devam eder. Nedenleri çeşitlidir: rahimde ur rahim çarpıklığı yorgunluk sinir bozukluğu ateşli hastalıklar veya evlilik hayatındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanabilir.
 

Bel Gevşekliği: Cinsel ilişki sırasında meninin vaktinden önce boşalmasına verilen isimdir. Halk arasında erken boşalma. Tıp dilinde ise ejakulasyon denir. Nedeni çoğunlukla ruhsaldır. Tedaviye sinirleri dinlendirmek açık havada dolaşmak sabah akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır.
 

Çarpıntı: Tıp dilinde palpitasyon denilen çarpıntının nedenleri çeşitlidir. Bir kalp hastalığı söz konusu değilse; fazla sigara içmek alkol yorgunluk sinirlenmek kansızlık hazımsızlık çay kahve veya zehirlenmelerden kaynaklanabilir.
 

Demiyelinizasyon:sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı.(Sinirlerin harabiyetine bağlıdır.)
 

Epilepsi(Sara):Sara adıyla bilinen merkezi sinir sistemi hastalığı.(Şuur kaybına uğranılan nöbet atakları ile oluşur tedavi ile bu atakların sayısı azaltılarak hasta günlük yaşama adapte olabilmektedir. 
 

Felç :Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı kas gücünün kaybolmasına felç nüzül veya inme denir. Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.
 

Geğirmek: Çoğunlukla sinirli kimselerde görülür. Bunlar yemeklerde haddinden fazla hava yutarlar. Ayrıca geğirme mide veya safra kesesi hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Bu nedenle esas nedeni tespit etmek gerekir.
 

Havale: Vücut kaslarının ani ve şiddetli olarak kasılması sonucu ortaya çıkan duruma havale denir. Büyüklerde havale çoğunlukla sara nöbetleri sırasında görülür. Küçük çocuklarda görülen havale sinir sisteminin değişik nedenler karşısında göstermiş olduğu bir tepkidir. Bu tepkiler de; kemik hastalıkları yüksek ateş boğmaca devamlı hazımsızlık bağırsak şeritleri veya diş çıkarmalardan kaynaklanabilir. Ayrıca bu duruma sinir sistemi veya beyinde meydana gelen bir hastalık da neden olabilir. Havale geçiren çocuğun gözleri sabit bir noktaya çevrilir çenesi de kenetlenir. Dudakları yüz kasları kol ve bacakları önce şiddetli bir şekilde kasılır sonra da çırpınmaya başlar. Ağzından da köpük gelir. Bütün bunlar bir iki dakika devam eder. Sonra bütün belirtiler kaybolup uykuya dalar. Hastalığın bir nedenini bulmak için mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Bu arada çocuğu sessiz loş bir odaya yatırmak elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır.
 

İdrar Tutukluğu: Mesane (idrar torbası) dolu olduğu halde idrar yapılamaz. Karnın alt bölgesi gerginleşmiştir. Bastırılınca ağrı hissedilir. Tıp dilinde akut retansiyon adı verilen bu durumun nedenleri çeşitlidir. Örneğin böbreklerde taş prostat büyümesi idrar yollarının doğuştan kusurlu olması fazla miktarda alkol içmek mesane felci belsoğukluğu sinir hastalıkları veya üşütmek idrar tutukluğuna neden olabilir. İlk tedbir olarak hastanın karnına içinde sıcak su olan bir şişe konur. Sıcak su ile banyo yapılırken idrar çıkarmaya çalışılır.

İktidarsızlık
:Erkeklik organının (penisin) yeteri kadar sertleşmemesi sonucu cinsel ilişkide bulunamamaya; halk arasında iktidarsızlık tıp dilinde ise empotans denir. Kendine güvenememek yorgunluk tiksinti sinir bozukluğu alkolizm şeker hastalığı doğum kontrolü için uygulanan metotlar veya aşırı şişmanlıktan kaynaklanır. Ilık banyolar açık havada dolaşmak ve dinlenmek başvurulacak ilk çarelerdi.               

ÜREME SİSTEMİ ve HASTALIKLARI
Üreme, bir canlının neslini devam ettirmesi olayıdır. Neslin devamından sorumlu olan sisteme de üreme sistemi denir. Kadın ve erkekte üreme sistemleri birbirinden farklı, fakat birbirini tamamlayan yapıdadır.

Üreme Sistemi Organları

Düzensiz Adet Kanamaları:Normal bir adet kanaması düzeni olan bir kadın ortalama 28 günde bir (bu süre bir adet kanamasının başladığı ilk günden, diğer adet kanamasının başladığı ilk güne kadar geçen süredir) kanama görür ve bu kanama 3-7 gün arasında devam eder.Bu düzendeki sapmalar oluşmasına düzensiz adet kanamaları diyoruz.
Myomlar, Kanserler,Kistler : Üreme organlarının normal doku hücrelerin kalıtsal veya dış faktörlerlerden kaynaklı olarak yapısında değişiklik geçirip hastalık yapıcı hale gelmesi ve bu durumun yayılmacı bir özellik göstermesi sonucu oluşurlar.
Üreme Organlarında Oluşan iltihaplar:Vucudun diğer bölümlerindeki gibi belirli bir mikrobik etkene bağlı gelişen ve vucudun savunma refleksi göstermesi ile akıntılı kokulu rahatsız edici bir duruma dönüşen genellikle bulaşıcı olan rahatsızlıklardır.
Menapoz ve Buna Bağlı Kemik Erimesi: Menapoz toplumda bilinenin aksine bir rahatsızlık değil adet kanamalarının doğal olarak sonlanması olayıdır.Menapoz için her ülke ve toplumda ortalma bir yaş söz konusudur ülkemizde bu ortalama 45-47'dir.Adetlerin tamamen erken  yaşda kesilmesi(Örneğin:30'lu yaşlar) olan durumlara erken menapoz denir.

LENF SİSTEMİ ve HASTALIKLARI 

Vücudun savunmasını ve bağışıklığını sağlayan hücreleri oluşturan organ ve doku sistemleri ve bunların aktif halde dolaşımda bulunduğu sisteme denir. 
Lenf Sistemi Doku ve Organları